Türkiyede Dedeklif Hakkında

Aldatan eşler, çalınan paralar, kavuşan sevgililer… Özel dedektiflerin, sıradan bir gününden bahsediyoruz. Türkiye’de sayıları hızla artıyor, müşterileri de öyle. Kim onlar, nasıl dedektif oldular, kimlerin peşinden koşuyorlar? En sürükleyici hikâyelerini Tempo’yla paylaştılar.




Emel Gülcan

egulcan@doganburda.com

fotoğraf / styling: ALTAN AYKAN



Şubat’ın ilk haftasında, A.S., İstanbul’daki evinde çok huzursuzdu. 10 yıllık kocası G.S. boşanmak istiyordu. Çift, sık sık kavga ediyor, G.S., eve geceleri sarhoş geliyordu. Arkadaşları, aldatıldığını ima ediyordu. Şüphelerini anlatınca, avukatı genç kadını bir özel dedektife yönlendirdi.



“A.S., büroya gelip, eş takibi istedi” diyor Hakan Kara. Dedektif, Kocaeli Üniversitesi Özel Güvenlik ve Araştırma bölümü mezunu. Öğrenciyken katıldığı bir seminerde, Türkiye’nin ilk tescilli özel dedektiflik bürosu M&B’den Mehmet Uzuner’le tanışınca, kararını vermiş. İlk başvurusunu da orada yapmış. Uzuner’den iş istemiş. M&B’de dört yıl çalışıp, 2008’de, Akçayel Özel Dedektiflik Bürosu’nu kurmuş. Yukarıda bahsettiğimiz A.S. ve G.S.’nin öyküsü (gizlilik birinci kural olduğu için müşterilerinin isimlerini kesinlikle telaffuz etmiyor), onun son işlerinden biri. “G.S., emlak sektöründeydi. Semtlerinin spor kulübüne sık sık uğruyordu. Önce oturdukları sokağın köşesine araç yerleştirdik. G.S., sabah otomobiline atlayıp, bürosuna geçti. Akşama doğru, arkadaşlarıyla spor kulübündeydi. Beş erkek, yakındaki restoranda yemek yediler. İlk gün şüphe uyandıracak hiçbir şey olmadı. Üç gün sonra, G.S.’nin uğradığı dört adres, eşine bildirildi. Genç kadın, iki adresi tanıyordu. Evin sahipleri, eşinin müşterisiydi. Diğer iki ev ise meçhuldü.”



Bekâr evinin müdavimi



Takibin birinci haftası, G.S., otomobilini meçhul adreslerden birinde bıraktı. Civardaki emlakçıları gezdi. Dedektifler, otomobili izliyordu. Öğleden sonra, 25 yaşlarında bir genç direksiyondaydı. Kısa süre sonra, iki adam deniz kıyısındaki restoranda buluştu. İki masa gerideki dedektifler, siparişlerini veriyordu.Gece G.S. ve genç adam, önceden tespit edilen eve geçtiler. Dedektif Hakan Kara’nın deyişiyle ‘hedef’, o gece evine dönmedi. Üç gencin paylaştığı bekâr evinde kaldı. Ortada başka bir kadının izi bile yoktu. Yine de her anı fotoğraflamışlardı. İki gün sonra, A.S., fotoğrafları inceliyordu. Kocasının yanındaki gencin yüzüne dikkatle baktı. “Biraz rahatlamıştı, aldatılmıyordu. Adamları tanımadığını söyledi ve dosya kapandı” diyor dedektif. Ama olay burada bitmedi. “İki hafta sonra, genç kadın telaşla büroyu aradı. Kocası, hafta sonu arkadaşlarıyla Sapanca’da avlanacaktı. İzlememizi istiyordu. Cuma akşamı peşlerindeydik.”



G.S., yalan söylemiyordu. Dört adam Sapanca’nın yolunu tuttu. A.S., tetikteydi; dedektiflere sürekli, evde kadınlar olup olmadığını soruyordu. “O gece nöbetleşe uyuduk. Evdekiler sabah erken saatte, av malzemeleriyle çıktılar. Ormanda yakalanabilirdik. O yüzden peşlerinden gitmedik, evi izledik. Ama kimse gelmedi.”



Ağaçtaki dedektif



G.S. ve arkadaşları öğlen avdan döndü. Yemek ve içkilerini alıp ormana yöneldiler. Dedektif, onları rahatça görebileceği bir ağaca çıktı. İki adam, masadaki içkiler bitince, kasabaya gitti. Belki de yalnız dönmezlerdi. G.S. ve 25 yaşındaki genç başbaşaydı. 10 dakika sonra, G.S. etrafı kolaçan edip, gencin yanına oturdu. Kolunu omzuna atıp sarıldı. Dedektif, aralıksız deklanşöre basıyordu. Kara, “Şok olmuştuk. Uygunsuz bir manzaraydı” demekle yetiniyor.



Ertesi gün A.S., ağlayarak fotoğraflara bakıyordu. Kocasının erkek sevgilisini, altı yıldır tanıyordu. Eşi, gence askerde para yollamış, dönünce iş bulmuştu. Çift, boşanma konusunda anlaştı. G.S., karısının bütün taleplerini kabul etti.



Hikâye, Amerikan dedektiflik dizilerinden çıkmış gibi duruyor. Ama oralarda değil, burada, İstanbul’da yaşandı bu macera. 1980’li yıllarda, Mavi Ay dizisi fırtınalar estirirken, bir gün ‘David ve Maddie’vari dedektiflerin sizin için çalışacağı aklınıza gelir miydi? Ama bugün artık varlar ve kapıları çok sık çalınıyor. Türkiye’de her gün biraz daha büyüyen bir sektör, dedektiflik büroları. ‘Gözetlemenin ve gözetlenmenin’ artık neredeyse olağanlaştığı Türkiye’de, onlar işleri yasal yoldan hallediyor. Okumaya devam edin ve kim olduklarına, kimlerin onlara başvurduğuna, biraz daha yakından tanık olun.



“Peruk veya takma bıyık takmam”



Akçayel Dedektiflik’te 22 kişi çalışıyor. Altı kişilik şef kadrosu, polis ve asker emeklisi. Sahada gençler görevli. Hedefi genellikle üç kişi motosikletle izliyor. İki kişi de otomobilde bekleyip fotoğrafları çekiyor. İşleri heyecanlı ama bazen otomobilde 18 saat oturuyorlar. Hakan Kara, yakın dövüş eğitimi almış. Ekibinde eşi dahil, dört kadın dedektif var. Çünkü otele veya restoranlara girerken bazen çift olmak gerekiyor. “Takip sürecinde gizlenmek önemli. Bere ve şapkayla yüzümü saklarım. Ama peruk veya takma bıyık takmam. Çünkü dikkat çeker. Oysa görünmez olmalısınız” diyor. Zihnini zorlayarak 2009’da çözdükleri dosyayı hatırlamaya çalışıyor.



İhanet sanal mı, gerçek mi?



M.T., 12 yıllık karısını izletmek istiyordu. Eşi B.T., altı aydır internet bağımlısıydı. Bu yüzden sık sık tartışıyorlardı. M.T., aldatıldığından şüpheleniyordu. Karısının Facebook ve MSN yazışmalarını gizlice kaydetti. Genç kadın, iki erkekle internette sohbet ediyordu. Ama kayıtlarda sadece birkaç gönül okşayıcı söze rastlandı. Daha çok kanıt lazımdı.



Hakan Kara, B.T.’yi 15 gün izlediklerini ama kanıt bulamadıklarını anlatıyor. Müşterisinin paranoyak olduğunu bile düşünmüş. Ama yanıldığını itiraf ediyor: “Dosya kapandıktan 24 saat sonra, M.T. aradı. Karısı K.L. isimli kız arkadaşıyla buluşacaktı. MSN yazışmalarına göre, K.L. şehir dışındaydı. Kadın gerçekten de Bağdat Caddesi’nde K.L. ile buluştu. Kocasını arayıp yanıldığını söyledik. Takip bitmişti. Ofise dönecekken, arkadaşı kafeden ayrıldı. B.T.’nin yanına çok geçmeden 20’li yaşlarında bir adam geldi. Aradığımızı bulmuştuk.”



Fotoğraflar özel samimiyetlerini kanıtlıyordu. Her şey ortaya çıkınca, B.T. sevgilisi olduğunu inkâr etti. Kızına özel hoca tutmak istediğini ve bu yüzden genç adamla buluştuğunu söyledi. Boşanma davası devam ediyor.



Siparişler neden düşer?



Dedektifler, personel takipleriyle de ilgileniyor. Invest Özel Dedektiflik’ten Reşat Topaloğlu’na göre, yabancı şirketler, sanayi casusluğunu önlemeye çalışıyor. Topaloğlu, Hacettepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği mezunu. 1991’de güvenlik şirketiyle işe başlamış. 1994 krizinde işleri bozulmuş. 1999’dan beri özel dedektif. 2004’te Invest’i kurmuş. “Çok sıra dışı bir askerlik yaptım. İstihbaratta altı ay eğitim alıp, askerliğim boyunca çalıştım. Dedektiflik, o zamandan beri aklımdaydı.” diyor. Sahada görevli 12 personeli var. Parmak izi, imza ve yazı analizi için profesyonellerle çalışıyor.



“Temmuz 2009’da Hasköy’deki İngiliz menşeli fabrikanın davasına baktık” diyerek giriyor hikâyeye. “Kilit ve menteşe üretiyorlardı. İngiliz denetçiler, siparişlerdeki düşüşten rahatsızdı. Çünkü ürünlerin Türkiye’de alternatifi yoktu. En kıdemli müdürü takibe aldım; bir hafta izledim. M.A. iki günde bir evden bavulla çıkıyor, akşamları aynı bavulu evine taşıyordu. Ama seyahate gitmiyordu. Kendine bağlı iki satış temsilcisiyle Avcılar’da bir garajda buluşuyordu. İki haftalık takipte, M.A’nın satış temsilcisi Ö.K. ve H.T. ile Bağcılar’da, imalathane kurduğu anlaşıdı. Kilit ve menteşelerin sahtelerini yapıyorlardı. Dağıtım için teslim aldıkları orjinalleri, sahteleriyle değiştirip Anadolu’daki bayilerine gönderiyorlardı. Ellerindeki orijinal ürünler ise, iskontolu olarak piyasada satılıyordu.” Topaloğlu, gülerek işin kısa sürdüğünü anlatıyor: “Ne olduğunu anlayamadılar bile. 15 günde, imalathaneyi, garajdaki değiş tokuş ve orijinal ürünlerin satış anlarını fotoğrafladık.” Her dosyanın bu kadar kolay sonuçlanmadığını da ekleyen Topaloğlu, çetrefil bir eş takibine geçiyor.



Messalina Kompleksi



Ekim 2009’da, petrol sektöründen ünlü işadamı F.T. eş takibi için Invest Dedektiflik’in kapısını çaldı. Çift, 10 yıllık evliydi. Altı yaşında bir kızları vardı. 30 yaşındaki karısı S.T., son birkaç haftadır sinirliydi, ufak bir terslikte bile bağırıyordu.



Reşat Topaloğlu, ekibiyle takibe başladı. Genç kadın, 09.00’da evden çıkıyor, kızını Bahçeşehir’deki anaokuluna götürüyordu. Bazen tüm günü evde geçiriyordu. Haftada birkaç gün, Bakırköy’de arkadaşlarıyla buluşuyordu. Öğleden sonralarıysa, kızını alıp dönüyordu. 10 gün boyunca, bir araç evi gözledi. Yer değiştiren ekiplerse, F.T.’yi izledi. Şüpheli bir şey yoktu.



15’inci gün dosya kapanacakken, villanın girişini izleyen ekip, tuhaf bir detay rapor etti. Saat 11.00’de yabancı bir adam eve girmiş ve 16.00’ya kadar evde kalmıştı. F.T., adamın fotoğraflarını görünce çok şaşırdı. A.Y., kendi şirketlerinde şofördü. Vardiyalı çalışıyordu, o gün izinliydi. Genç adam, bir yıl önce, kızı hastalanınca eve şoför yolladığını hatırladı.



Ekip, detaylı izleyince şoförün, villanın arkasındaki kullanılmayan kapıdan girdiğini fark etti. Çok geçmeden A.Y.’nin izin günlerini S.T.’yle geçirdiği anlaşıldı.



F.T. boşanmaya karar verdi, ama kızının velayetini alabilmesi için daha fazla kanıt istiyordu. Evde neler olduğunu öğrenmeliydi. “Bizden eve kamera yerleştirmemizi istedi. Olumsuz yanıt verdik. Ama kendisi yapabilirdi” diyor dedektif.



Sevgililer 10 gün daha izlendi. Fotoğrafları çekildi. Kameralar da evde kayıttaydı. En sonunda F.T. boşanma davası açtı. “İletişim kayıtlarında, kadının üç sevgilisi daha ortaya çıktı. Biriyle sık sık telefonlaşıyordu. Diğeriyle e-mail yoluyla haberleşiyordu. İzmir’deki sevgilisiyle de ayda bir kez evde buluşuyordu. Mahkeme çelişkili ifadelerinden ötürü genç kadını hastaneye sevk etti. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları’ndaki kontrollerde, genç kadına ‘Messalina Kompleksi’ tanısı kondu. S.T. seks bağımlısıydı.



İlham kaynağı James Bond



Türkiye’nin tescilli ilk özel dedektiflik bürosu M&B, 2002’de kuruldu. Sahibi Mehmet Uzuner, Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Ama hiç avukatlık yapmamış. “Çocukluğumda James Bond’un yaratıcısı Ian Fleming’e hayrandım” diyen Uzuner, henüz üçüncü sınıftayken, Cem Uzan’ın Motorola davası ilgisini çekiyor; “Heyecanlı bir süreçti. Dedektifler villaları izliyordu. Yüksek tazminatlardan bahsediliyordu” diyor. Mezun olunca, İngiltere’de Kriminal Akademi’de altı ay eğitim almış. Ankara, İzmir ve İstanbul’daki ofislerinde, 27 personel çalışıyor. Hedefleri izlerken, simitçi ve garson kılığına bile giriyor. Çekmecesindeki küçük paketlerde, farklı ülkelerin paraları var. 2004’te Rusya, Gürcistan ve Türkiye üçgeninde geçen hikâyesi, dinlediklerimiz arasında en masumu.



Irina’yı bulun!



Dubai’deki petrol şirketinin 52 yaşındaki Genel Müdürü Kevin, 2004’te Fethiye’deydi. Tatilde 26 yaşındaki Irina’ya âşık oldu. Çift, iki yaz beraber tatil yaptı. Kışın da İstanbul’da buluştular. 2006’da Irina, havaalanında çantasını çaldırdı. Telefonu ve adres defteri de çantadaydı. Genç kadın, yeni bir numara aldı. Kevin de şirketin ani kararıyla Bahreyn’de görevlendirildi. Çift iletişimi kaybetmişti. O kış Kevin, Uzuner’e başvurduğunda, elinde sadece Irina’nın eski telefon numarası ve fotoğrafları vardı. “Numarası Gürcistan’dan alınmıştı. WAPI’dan (Uluslararası Dedektifler Birliği) yardım istedik. Eski KGB personeli Igarov, araştırmaya katılınca epey rahatladık” diyor Uzuner. Çiftin tatilde kaldıkları otelin kayıtlarına ulaşılıp Irina’nın kimlik bilgileri alındı. O bilgilerle adresi bulundu. Gürcistan’a gidince Uzuner, hayal kırıklığı yaşadı. Genç kadın dört ay önce babasını kaybetmiş ve evden taşınmıştı. Igarov da Irina’nın Soçi’deki akrabalarına ulaşmaya çalışıyordu. Araştırma sürerken, Irina’nın ablasının bir Türk ile evli olduğu ve Muğla’da yaşadığı anlaşıldı. Irina’nın ablası, kardeşinin Moskova’da olduğunu söyledi ve adresini verdi. Uzuner, Irina’nın Moskova’da dedektifleri karşısında görünce epey korktuğunu söylüyor. “Yanında Kevin’ı arayınca ikna oldu. Çifti, Atatürk Havaalanı’nda buluşturduk” diyor gururla.



Hukuki durum



Dedektiflere başvuran kişilerin aradıkları veya izletecekleri kişiyle aralarında medeni veya hukuki bağ olması lazım. Aksi takdirde, dedektifler hedefin izni olmadan müşteriye bilgi veremiyor.



1994’te 3963 sayılı Özel Dedektiflik Kanunu hazırlandı ama yürürlüğe girmedi. Anayasa’da özel dedektifliği yasaklayan bir kanun yok. Yasal mevzuatta boşluk var. Türkiye’de 15 civarında, ticari tescilli özel dedektiflik firması bulunuyor. Şirket kurup, vergi levhası alınabiliyor.



Türkiye’de dedektiflik büroları nasıl işliyor?



Dedektiflere en çok boşanma ve velayet davaları için eş takibi dosyaları geliyor. İkinci sırada ise sanayi casusluğunu ve taklit ürün üretimini önlemeye ilişkin dosyalar yer alıyor. Hırsızlık, sahte belge, kayıp şahıs araştırması ve ticari alacaklarla ilgili adres tespitinde de müşteriler dedektiflerin kapısını çalıyor. Genellikle avukatlar dedektiflerle işbirliğinde. Araştırmaya başlamadan karşılıklı sözleşme imzalanıyor. Sözleşmede gizlilik, ücretlendirme ve işin süresi yazıyor. Hedef, ortalama 10 gün izleniyor. Gittiği adresler tespit ediliyor, halka açık alanlarda görüntüleri alınıyor. Standart takiplerde, teleobjektifli fotoğraf makinesi, el kamerası, otomobil ve motosiklet kullanılıyor. Bazı davalarda GPRS gibi izleme cihazları, duvarların arkasını görebilen termal kameralar, hatta helikopter bile gerekebiliyor. Gözlük, kol saati gibi materyallere yerleştirilen kameralar da mevcut. Ücretler, davaya ve izlenecek kişiye göre 4-15 bin TL arasında değişiyor. Telefon dinleme ve eve gizli kamera yerleştirme gibi talepler kabul edilmiyor. Ayda ortalama dört davaya bakıyorlar.

Yorumlar